TÜRK
MEDENİ KANUNU HÜKÜMLERİNE GÖRE KURULAN VAKIFLAR HAKKINDA TÜZÜK
Karar
Sayısı: 7/1066 Kabul Tarihi: 25/7/1970
(Resmi
Gazete de neşir ve ilanı: 21.8.1970 Sayı: 13586)
BİRİNCİ
BÖLÜM
Genel
Hükümler
Kapsam
(Değişik
19.3.1982-90/4475 K.)
Madde 1- Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıfların tescil
tarzı, tescilin kimler tarafından yaptırılacağı,
sicillerin ne suretle tutulacağı, Resmi Gazete de yapılacak
ilanın muhtevası ve ne yolla yapılacağı, Vakıf
idarecilerinin yetkili mahkemece hangi hallerde işten
uzaklaştırılabilecekleri, Vakıflarca hangi defterlerin
tutulacağı, Vakıfların Vakıflar Genel
Müdürlüğünce nasıl ve ne tarzda teftiş edilecekleri,
teftişin sonuçları ve bu kanuna göre kurulmuş olsun olmasın
tüm Vakıfların Vakıflar Genel Müdürlüğüne ödeyecekleri
teftiş ve denetleme giderlerine katılma payları, Vakıflara
Bakanlar Kurulunca vergi muaflığı tanınması ve bu
muaflığın kaybı ile 903 sayılı Kanunun uygulanmasına
dair diğer hususlar bu Tüzükte gösterilmiştir.
Vakıf
Madde 2- Vakıf, başlı
başına mevcudiyeti haiz olmak üzere bir malın belli bir gayeye
tahsisidir.
Vakıflar tüzel kişiliğe sahiptirler.
Bir mamelekin bütünü veya gerçekleşmiş veya
gerçekleşeceği anlaşılan her türlü geliri veya ekonomik
değeri olan haklar vakfedilebilir.
(EK 13.8.1991-91/2159K)
Vakfın tescilinden önce, gayesini gerçekleştirecek oranda
belirli malvarlığının vakıf senedinde gösterilmesi
gereklidir.
İKİNCİ
BÖLÜM
Vakfın
Kuruluşu
Kuruluş
Madde 3- Vakıf, noterlikçe resen düzenlenen resmi veya Türk Medeni
Kanununun 478 ve müteakip maddeleri gereğince vasiyet yoluyla kurulur.
Vakıf
senedinin muhtevası
Madde 4- Vakıf senedinde, vakfın gayesi, uzuvları, ve gayeye
tahsis edilen mallar ve haklar, vakfın teşkilatı,
ikametgahı ve ismi gösterilir.
Mahkeme
siciline tescil
(Değişik birinci
fıkra 13.8.1991-91/2159K)
Madde 5- Vasiyet yoluyla
kurulan vakıflarda vasiyetnameyi açan sulh hakimi, resmi senetle kurulan
vakıflarda resmi senedi düzenleyen noter, vasiyetnamenin veya resmi
senedin bir örneğini yedi gün içerisinde Vakıflar Genel
Müdürlüğüne gönderir.
Resmi Senetle kurulan vakıflarda vakfeden, ölmesi halinde
mirasçılardan birisi tarafından tescil talebinde bulunulabilir.
Vakıf senedinin düzenlenmesini takip eden üç ay içinde vakfeden veya ölümü
halinde mirasçı tarafından tescil talebinde bulunulmamış
veya vakfeden tüzel kişiliği haiz olup ta bu süre içinde infisah
etmiş ise vakfın tescili hususundaki başvurma Vakıflar
Genel Müdürlüğü tarafından yapılır.
Vasiyet yoluyla kurulan vakıflarda vakfedenin mirasçısı
veya vakfeden tarafından mirası resmen idare etmekle
görevlendirilmiş kişi, temsil talebinde bulunabilir. Vasiyetnamenin
açılması tarihinden itibaren üç ay içinde bunlar tarafından
tescil talebinde bulunulmamış ise vakfın tescili hususundaki
başvurma Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından
yapılır.
Vakfın tescili hususundaki başvurma vakfedenin ikametgahı
asliye mahkemesine yapılır.
Mahkeme, evrak üzerinde ve gerekirse vakfedeni ve diğer ilgilileri
de dinlemek suretiyle inceleme yaparak vakfın tesciline karar verir.
Vakfın tesciline dair kararın kesinleşmesinden sonra
vakıf, mahkeme nezdinde özel surette tutulan sicil defterine kaydolunur.
Bu defterde vakfedenin ve vakfın ismi, ikametgahı,
uzuvları, gayesi ve bu gayeye tahsis edilen mallar ve haklar gösterilir.
Yetkili mahkemeye başvurma için gerekli masraflar, ilgili
vakıftan alınmak üzere Vakıflar Genel Müdürlüğünce ödenir.
Tescile
karar verilemeyecek haller
Madde 6- Kanuna, ahlaka ve
adaba veya milli menfaatlere aykırı olan veya siyasi düşünce
veya belli bir ırk veya cemaat mensuplarını desteklemek gayesi
ile kurulmuş olan vakıfların tesciline karar verilemez.
Vakfedilmiş
malların gayece aynı olan vakfa tahsisi
(Değişik
13.8.1991-91/2159 K)
Madde 7- Yukarıdaki
madde uyarınca tesciline karar verilmesine hukuksal olanak bulunmayan,
ancak, her nasılsa kurulmuş ve tescil edilmiş olan
vakıflarla mallarını gayesinin gerçekleştirilmesine
yetmeyen vakıfların dağılmalarına, Vakıflar Genel
Müdürlüğünün başvurusu üzerine yetkili mahkemece karar verilebilir.
Vakfeden itiraz etmedikçe veya vakıf senedinde aksine bir hüküm
bulunmadıkça vakfedilmiş mallar, Vakıflar Genel
Müdürlüğünün düşüncesi alınarak gayesine en yakın vakfa
mahkemece tahsis olunur.
Bu hususlarda yetkili mahkeme vakfın bulunduğu yerdeki asliye
mahkemesidir.
Tüzel
Kişilik kazanma
Madde 8- Mahkeme siciline
tescil edilen vakıf, tescil ile tüzel kişilik kazanır.
Kararların
tebliği
(Değişik
13.8.1991-91/2159 K)
Madde 9- Mahkeme tescile ve
tescil isteminin reddine ilişkin olarak verdiği kararı, senetle
birlikte Vakıflar Genel Müdürlüğüne resen tebliğ eder.
Kararların
temyizi
Madde 10- Tescile veya tescil
talebinin reddine ilişkin kararlara karşı Vakıflar Genel
Müdürlüğü, iki ay içinde temyiz yoluna başvurabilir.
Merkezi
sicile kayıt
Madde 11- Tescil
kararının temyiz edilmemesi veya temyiz edilen kararın
Yargıtayca onanması halinde Vakıflar Genel Müdürlüğü, o
vakfı merkezi sicile kaydeder.
Merkezi
sicilin muhtevası ve tutulma tarzı
Madde 12- Vakıflar Genel
Müdürlüğünce tutulacak merkezi sicil defterinde her vakıf için bir
sahife açılır. Bu sahifedeki özel sütunlara vakfedenin ve vakfın
adı, idare sureti, temsil tarzı, vakfın ikametgahı,
vakfedilen malların ve hakların nelerden ibaret olduğu,
gayrimenkullerin yeri ve tapu tarih ve numaraları, vakfın gayesi,
şartları, idare uzuvları ve bunlarda yapılan
değişiklikler ile vakıf senedinin tarih ve numarası tescile
mütedair kararı veren mahkemenin adı ve kararın tarih ve
numarası yazılıdır.
Tescil kararı ile vakıf senedi arasında bir
aykırılık bulunduğu takdirde vakıf senedinin
aslına itibar edilir.
İlan
Madde 13- Merkezi sicile
kaydedilen vakıf, Resmi Gazete ile ilan edilir. İlanda vakfedenin ve
vakfın adı, vakfın ikametgahı, tescil kararını
veren mahkemenin adı ve tescil kararının tarih ve numarası,
özet olarak vakfın gayesi, vakfedilen mal ve hakların nelerden ibaret
olduğu, vakfedilen gayrimenkullerin yeri ve tapu tarih ve numaraları
ve idare uzvunun kimlerden kurulu olduğu belirtilir.
İlan için yapılan harcamalar vakıftan alınmak üzere
Vakıflar Genel Müdürlüğünce ödenir.
Vakfedilen
mal ve hakların intikali
Madde 14- Vakfın mahkeme
siciline tescili ile vakfedilen malların mülkiyeti ve haklar o vakfa
intikal eder.
Gayrimenkullerin
tapuya tescili
Madde 15- Vakfın
tesciline karar veren mahkeme, kararın kesinleşmesini beklemeden
gayrimenkullerin vakfedildiğine dair kayıtlarına geçici
şerh verilmesi için keyfiyeti resen ve derhal tapu idaresine bildirir.
Tapu idaresince de kayıtlarına mavakkat şerh verilir.
Tescil kararının kesinleşmesinden sonra, gayrimenkullerin
vakıf tüzel kişiliği adına tescili yapılmak üzere
durum, mahkemece resen ve derhal tapu idaresine bildirilir. Ve vakıf
senedinin bir örneği de birlikte gönderilir.
Tapu idaresi bu bildiri üzerine, tüzel kişilik adına tescili
yapar.
Mirasçıların
ve alacaklıların dava hakkı
Madde 16-
Bağışlamada olduğu gibi vakfedenin mirasçıları ve
alacaklıları tarafından vakfa itiraz olunabilir.
Üçüncü Bölüm
Vakfın
Teşkilatı
Teşkilat
Madde 17- Vakfın bir idare uzvunun bulunması zorunludur. Vakfeden
gerekli göreceği diğer uzuvları vakıf senedinde
gösterebilir.
Vakıf senedinde vakfın uzuvları, idare sureti ve temsil
tarzı yeterli derecede açık olarak gösterilmemiş ise veya
sonradan imkansızlık doğarsa bu noksanlar, Vakıflar Genel
Müdürlüğü tarafından vakfedene tamamlattırılır. Vakfeden
ölmüş ise veya noksanları tamamlayamayacak durumda ise veya verilen
belirli sürede tamamlayamazsa, Vakıflar Genel Müdürlüğü
noksanların ikmali için düşüncesiyle birlikte mahkemeye
başvurur. Bu noksanlar vakfın hükümsüzlüğünü gerektirmez.
Bu hususlarda yetkili mahkeme, vakfedenin ikametgahı asliye
mahkemesidir.
İstihdam
edilenlere ve işçilere yardım vakıfları
Madde 18- Türk Ticaret
Kanununun 468 inci maddesi gereğince kurulan, istihdam edilenlere ve
işçilere yardım vakıfları ayrıca
aşağıdaki hükümlere tabidirler.
Vakfın uzuvları, vakıftan faydalananlara, vakfın
teşkilatı, faaliyeti ve mali durumu hakkında gereken bilgiyi
vermek zorundadırlar. Bu zorunluluklar, her yıla ait bilanço ve hesap
durumu hakkındaki raporların, faydalananların incelemelerine açık
bulundurulmak suretiyle yerine getirilir.
İstihdam edilenler ve işçiler vakfa bir aidat ödüyorlarsa,
ödedikleri aidat toplamının, işverenin koymuş olduğu
iştirak payı toplamına oranı hesap edilir. İstihdam
edilenlerin ve işçilerin temsilcileri en az bu oranda vakfın
idaresine iştirak ederler ve mümkün olduğu nispette personel
arasından gösterecekleri temsilcileri kendileri seçerler.
İstihdam edilenler ve işçilerin ödemelerine tekabül
ettiği nispette, kaideten, vakıf mamelekinin istihdam edene
karşı ve alacaktan ibaret olması, yalnız bu
alacağın temin edilmiş olması halinde caizdir.
Faydalananlar, Vakfa aidat ödüyorlarsa veya vakfı düzenleyen
hükümler onlara edayı talep hususunda bir hak bahşetmiş ise,
vakfın edalarını dava yolu ile talep edebilirler.
Dördüncü Bölüm
Teftiş
Teftiş
Makamı
Madde 19- Vakıflar, Vakıflar Genel Müdürlüğünün teftişine
tabidir.
Vakıflar Genel Müdürlüğü, teftişi müfettişleri
aracılığı ile yaptırır.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi
gereğince Çalışma, Maliye ve Ticaret Bakanlıklarınca
müştereken vakıfların mali durumlarının teftişi
sonunda düzenlenen raporların birer örneği Vakıflar Genel
Müdürlüğüne gönderilir.
Teftişin
Tarzı
Madde 20- Her vakfın en
az iki yılda bir defa teftiş ettirilmesi zorunludur.
Vakfın idare uzuvları, teftiş sırasında
istenilen her çeşit belge, kayıt ve defterleri göstermekle ve
teftişi yapanın talep ettiği bilgileri vermekle yükümlüdür.
Her teftişte, vakfın bir önceki teftişinden itibaren
geçen bütün işlem ve hesapları incelenerek vakıf senedindeki
hükümlerin yerine getirilip getirilmediği, vakfın
mallarının uygun şekilde idare edilip edilmediği ve
vakfın gelirinin gayeye uygun olarak sarf olunup olunmadığı
araştırılır.
İşletmelere sahip olan vakıflarda, ayrıca bu
işletmelerin bilançoları ile kar ve zarar hesapları ve
bunların sınai, iktisadi ve ticari esas ve raporlara uygun tarzda
idare edilip edilmedikleri, verimli ve rasyonel bir şekilde işletilip
işletilmedikleri incelenir. İşletmelerin verimleri benzeri
müesseselere göre düşük ise veya zarar etmişse bunların
sebepleri araştırılarak belirtilir.
Teftiş sırasında idare uzuvlarının vakfa zarar
verici hareketleri olup olmadığı da
araştırılır.
Teftiş
sonunda yapılacak işlem
Madde 21- Teftiş sonunda
verilen raporlar Vakıflar Genel Müdürlüğünce incelenerek;
a) Raporda vakıf idarecilerinin işten
uzaklaştırılmalarını gerektiren bir sebep tespit
edilmiş ise, derhal yetkili asliye mahkemesine başvurularak
idarecilerin işten uzaklaştırılmaları,
b) vakfın idaresine ilişkin işlemlerde düzeltilmesi
gereken noktalar olduğu belirtilmiş ise, raporların bu
kısmı vakıf idarecilerine tebliğ edilerek gereken
düzeltmenin yapılması istenir.
Teftiş
ve denetleme masraflarına katılma payı
(Değişik
13.8.1991-91/2159 K.)
Madde 22- Vakıflar Genel
Müdürlüğü, 903 sayılı Kanun hükümlerine göre kurulmuş olsun
veya olmasın bütün vakıflardan safi gelirlerinin %5ini teftiş
ve denetleme giderlerine katılma payı olarak alır. Katılma
payının yıllık tutarı şubeler hariç bir
vakıf için 10.000.000,- lirayı geçemez.
Bir vakfa bağlı şubelerin her birinden safi gelirlerinin
%5i oranında teftiş ve denetleme payı alınır. Ancak,
şubelerin her biri için alınan teftiş payı 1.000.000,-
lirayı geçemez.
Tüzükün yayımlandığı tarihi izleyen yıldan
itibaren hesaplanacak teftiş payları, o yılın Devlet
İstatistik Enstitüsünce yayımlanan enflasyon oranı kadar
artırılır.
Vakfın, safi geliri, gelirin elde edilmesi için yapılan
giderlerin düşülmesinden sonra kalan miktardır.
İstihdam edilenlere ve işçilere yardın vakıflarından
istihdam edilenler ve işçilerle işverenlerin vakfa ödedikleri aidat
veya katılma payları, yıllık gayri safi gelirin
hesabında nazara alınmaz. Ancak, bunların işletilmesinden
elde edilen gelirler, gayri safi gelire dahil edilir.
Vakıfların idare organları, her yılın
teftiş ve denetleme giderlerine katılma paylarını Mart
ayı sonuna kadar Vakıflar Genel Müdürlüğüne ödemek
zorundadırlar.
İdarecilerin
işten uzaklaştırılması
Madde 23- Vakıf
idarecileri, vakıf senedinde yazılı şartlarla, yürürlükteki
kanun ve nizamlara uymak ve genel olarak basiretli bir idareci gibi hareket
etmek zorundadırlar.
I- Vakıf idarecileri:
a) Vakfın malları üzerinde mülkiyet iddia edip te,
iddiaları yetkili mahkemece tamamen veya kısmen red edilmiş ise,
b) Vakfın mallarını vakıf senedindeki şartlara
ve vakfın gayesine aykırı olarak kullanmış ise,
c) Vakfın gelirlerini, vakıf senedinde yazılı
şartlara aykırı olarak sarf etmiş ise,
d) Kusurlu hareketleriyle vakfa zarar vermiş ise,
e) Yapılması mahkemenin veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün
iznine bağlı olan bir işi kendiliğinden yapmış
ise,
f) Müfettiş tarafından istenilen belge, kayıt ve
defterleri göstermekten veya talep edilen bilgileri vermekten
kaçınmış ise,
g) Teftiş sırasında tespit edilen noksan ve
yanlışlıkların tamamlanması ve düzeltilmesi için
yapılan tebligata rağmen bunları yerine getirmemiş veya
yerine getirdikten sonra yine tavsiyelere aykırı işlem yapmaya
devam etmiş ise,
h) Teftiş ve denetleme masraflarına katılma
paylarını süresinde ödememiş ise,
ı) Medeni hakları kullanma ehliyetini kaybetmiş veya
görevini sürekli olarak yapmasına engel teşkil edecek derecede
şifası olmayan bir hastalığa veya maluliyete duçar
olmuş ise,
(Değişik 13.8.1991-91/2159 K.)
j) Vakfeden tarafından vakıf idarecisi seçildikten sonra veya vakıf
senedi hükümlerine göre vakıf idarecisi seçilmeden önce veya sonra
işlediği bir suçtan dolayı ağır hapis veya taksirli
suçlardan gayrı suçlar için altı aydan fazla veya affa
uğramış olsa bile zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet,
hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik,
inancı kötüye kullanmak, dolanlı iflas, yalan yere beyan ve
kaçakçılık gibi yüz kızartıcı bir fiilden dolayı
hapis cezası ile mahkum edilmiş ise,
(EK 19.3.1982 - 8/4475 K; 13.8.1991 - 91/2159 K.)
k) Hesap özetini veya bilanço ve kar zarar hesaplarını
zamanında vermemiş ve yazılı uyarıya rağmen bu
görevi iki ay içinde yerine getirmemişse,
Vakıflar Genel Müdürlüğünün yapacağı başvuru
üzerine yetkili asliye mahkemesince duruşma yapılarak görevden
alınabilirler.
II- 903 sayılı kanunla değiştirilen Türk Medeni
Kanununda gösterilen yetkili merciler dışında bir kişi veya
kuruluşun vakfın idaresine doğrudan doğruya veya
dolaylı olarak müdahale etmesi halinde bu müdahaleye yer veren veya göz
yuman vakıf idarecileri Vakıflar Genel Müdürlüğünün
yapacağı yazılı başvurma üzerine yetkili asliye
mahkemesince duruşma yapılarak herhalde işten
uzaklaştırılır.
(EK 13.8.1991 - 91/2159 K; İptal Danıştay 10.Dairesinin
15.12.1995 tarih ve 1994/45E, 1995/1005 sayılı Kararı ile)
İşten
uzaklaştırılanların yerine yeni idareci seçmek
(Değişik 13.8.1991
- 91/2159 K.)
Madde 24- Görevden alınan
veya görevden uzaklaştırılan idarecilerin yerine vakıf
senedine göre yenileri seçilir. Vakıf senedinde bu konuda bir hüküm yoksa
Vakıflar genel Müdürlüğünün yazılı düşüncesi
alınmak suretiyle vakıf idarecileri mahkemece seçilir.(*)
---------------------------------
(*) Görevden alınan vakıf yöneticileri, bir daha hiç bir vakfın
yönetiminde görev alamazlar hükmü Danıştay 10. Dairesinin 02.10.2001
gün ve 755 esas 3329 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
Beşinci Bölüm
İdare ve gayede değişiklik, malların
değiştirilmesi ve iktisap yolları
İdare
şeklinin değiştirilmesi
Madde 25- Vakfın mallarının muhafazası veya gayenin devam
ettirilmesi için vakfın idare şeklinin değiştirilmesine
kesin ihtiyaç hasıl olduğu takdirde, idare uzvu tarafından
yetkili asliye mahkemesine başvurulur.
Mahkeme Vakıflar genel Müdürlüğünün yazılı
düşüncesini aldıktan sonra vakfın idare şeklinin
değiştirilmesine karar verebilir.
İstihdam edilenlere ve işçilere yardım
vakıflarında, vakıf senedinin, faydalananların
vakıftan faydalanma şartlarına ve idareye iştiraklerine
dair hükümlerinde yapılacak değişikliklerin vakıf senedinde
bu hususta yetkili olduğu belirtilen uzvun kararı üzerine,
Vakıflar Genel Müdürlüğünün yazılı düşüncesi
alındıktan sonra asliye mahkemesi tarafından
kararlaştırılır.
Türk Ticaret Kanununun 468 inci maddesi gereğince kurulan
vakıflardan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci
maddesi hükümlerine tabi olan vakıfların vakıf senetlerinde
yapılacak her çeşit değişiklik, Vakıflar Genel
Müdürlüğünün yazılı düşüncesi alındıktan ve
Çalışma Bakanlığının tasdikinden sonra yetkili
asliye mahkemesi tarafından kararlaştırılır.
Gayenin
değiştirilmesi
Madde 26- Vakfın
asıl gayesinin mahiyeti ve şümulü, vakfedenin vakıf senedinde
belirtildiği arzusuna açıktan açığa uymayacak derecede
değişmiş olursa idare uzvu veya Vakıflar Genel
Müdürlüğü vakfın gayesinin değiştirilmesi için yetkili
asliye mahkemesine başvurur.
Mahkemece duruşma yapılarak vakfın gayesinin
değiştirilmesine karar verebilir.
Vakfın gayesini tehlikeye koyan mükellefiyet ve şartların
kaldırılması veya değiştirilmesi de aynı hükme
tabidir.
Malların
değiştirilmesi
(Değişik 13.8.1991
- 91/2159 K.)
Madde 27- Geliri giderini
karşılamayan veya kıymetine uygun gelir getirmeyen vakfın
mallarının, vakıf senedinde aksine bir hüküm bulunsa bile,
vakıf yönetiminin önerisi ve Vakıflar Genel Müdürlüğü
Vakıflar Meclisinin uygun görüşünden sonra yetkili asliye
mahkemesince, daha yararlı bir mal veya parayla değiştirilmesine
karar verilebilir.
Gelirler
ve iktisap yolları
Madde 28- Vakfın
gelirleri ile yapılan iktisaplar veya hükmen yahut bağış
yolu ile temellük edilen mal ve haklar, vakıf senedinde yazılı
olanlara ilave edilerek her takvim yılı başında
Vakıflar Genel Müdürlüğüne bildirilir.
Vakıflara ait malların kamulaştırılması
halinde, kamulaştırma bedeli o malın yerine kaim olur.
Kamulaştırma bedeli ile veya değiştirme suretiyle elde
edilen para ile yeni bir mal alınması da 27 nci maddedeki usule
tabidir.
Tutulacak
defterler, bilanço düzenleme ve ilan zorunluluğu
(Değişik 13.8.1991
- 91/2159 K.)
Madde 29- 213 sayılı
Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin 5 inci bendi hükmü uyarınca
işletme hesabı esasına göre defter tutmalarına izin
verilenler dışında kalan vakıflar, bilanço esasına
göre defter tutarlar. Ancak, yapıları gereği bilanço
esasına göre defter tutmalarına imkan veya gerek görülmeyenlerin
işletme hesabı esasına göre defter tutmalarına
Vakıflar Genel Müdürlüğünce izin verilebilir. Yeni kurulan
vakıflar, tescilini izleyen en geç bir yıl içinde, Vakıflar
Genel Müdürlüğünce yapılacak teftişe kadar işletme
hesabı esasına göre defter tutabilirler. Bakanlar Kurulunca vergi
muaflığı tanınan vakıflar yalnız bilanço
esasına göre defter tutarlar. Bilanço esasına veya işletme
hesabına esasına göre defter tutacaklar, Vakıflar Genel
Müdürlüğünce gönderilecek muhasebe hesap planına uyarlar.
Vakfın yönetim organı, her takvim yılı
başında işletme hesabı esasına göre defter tutuyorlarsa
hesap özetini yeni yılın ilk üç ayı, bilanço esasına göre
defter tutuyorlarsa bilanço kar ve zarar hesaplarını yeni
yılın ilk altı ayı içinde, uygun yerel araçlarla ilan etmek
veya yayınlamak zorundadır. Hesap özeti veya bilanço ve kar zarar
hesapları, Vakıflar Genel Müdürlüğüne gönderilir; bunlar özet
olarak Genel Müdürlükçe ayrı bir deftere yazılır.
Altıncı Bölüm
Vakfın
Nihayete Ermesi
Vakfın
dağılması
(Değişik
13.8.1991-91/2159K.)
Madde 30- Gayesinin gerçekleşmesi imkansız hale gelen vakıf
kendiliğinden dağılmış olur. Vakfın idare
organı veya Vakıflar Genel Müdürlüğü vakfın gayesinin
gerçekleşmesinin imkansız hale geldiği kanısına
varırsa dilekçe ile yetkili mahkemeye başvurarak durumun mahkeme
siciline tescilini ister. Yetkili mahkeme, gereğine göre, Vakıflar
Genel Müdürlüğünün veya vakfın idare organının
yazılı düşüncesini alarak istemi karara bağlar. Mahkeme,
vakfın dağıldığı sonucuna varırsa durumu
tescil eder.
Vakfın
dağıtılması
Madde 31- Vakfın gayesi,
Türk Medeni Kanununun 903 sayılı kanunla değiştirilen 74
ncü maddesinin ikinci fıkrası hükmüne girdiği takdirde
Vakıflar Genel Müdürlüğü, Vakfın dağıtılması
için yetkili asliye mahkemesine başvurmak zorundadır. Bu başvurma
üzerine mahkeme, duruşma yaparak vakfın
dağıtılmasına karar verir ve siciline durumu tescil eder.
Vakfın
nihayete ermesinin ilanı
Madde 32- Vakfın nihayete
ermesi keyfiyeti merkezi sicile kaydedilir ve Vakıflar Genel
Müdürlüğü tarafından Resmi Gazete ile ilan olunur.
Nihayete
eren vakfa ait malların tahsisi
Madde 33- Vakfın kendiliğinden
dağılması halinde, borçların tasfiyesinden arta kalan mal
ve haklar, vakıf senedinde aksine bir hüküm bulunmadığı
takdirde Vakıflar Genel Müdürlüğünce mümkün mertebe gayece aynı
olan vakfa intikali sağlanır.
Vakfın, gayesinin, Türk Medeni Kanununun 903 sayılı
kanunla değiştirilen 74 üncü maddesinin ikinci fıkrası
hükmüne girmesi sebebiyle dağıtılması halinde
borçların tasfiyesinden arta kalan mal ve haklar, vakıf senedinde
aksine bir şart olsa dahi, mazbut vakıflar tüzel kişiliğine
intikal eder.
Yedinci Bölüm
Çeşitli
Hükümler
Zilyetlikle
iktisap yasağı
Madde 34- Vakıfların
malları, tapuya kayıtlı olsun veya olmasın zilyetlik yolu
ile iktisap olunamazlar.
Kamu
görevi niteliğindeki işleri yapmak için kurulan Vakıflarda
mahfuz hisse
Madde 35- Gelirlerinden
yarısından fazlası kamu görevi niteliğindeki işlerin
yapımına bırakılarak kurulan vakıflarda
mirasçıların mahfuz hissesi Türk Medeni Kanununun 453 ncü maddesinde
yazılı miktarların 1/3 ü kadardır.
Ancak, vakfın gelirinin %20 si kendisine
bırakılmış olan mahfuz hisseli mirasçı, tenkis
davası açamaz.
Vakıf gelirinin %20 sinin mahfuz hisseli mirasçılara
bırakılması halinde, yalnız bunların mahfuz hisseli
mirasçıları da bu gelirden faydalanabilirler. Daha sonra gelen mahfuz
hisseli mirasçılar bu gelirden faydalanamazlar.
Ancak, vakıf senedinde açık bir hüküm bulunması halinde
daha sonra gelen mahfuz hisseli mirasçılardan yardıma muhtaç
olanlarına muavenet nafakası verilir.
Temliki
tasarruflar için izin belgesi
Madde 36- (Değişik
19.3.1982 T. ve 8/4475 K.) Vakfın taşınmaz mallarıyla
ilgili temliki tasarruflarda ve vakfa taşınmaz mal satın alma
işlemlerinde vakıf tüzel kişiliğinin bu tasarrufları
yapmaya izinli olduğuna ve temsilcilerin yetkisine dair belge, Merkezi
Sicile göre Vakıflar Genel Müdürlüğünce verilir.
Vergi
Muaflığından Yararlanma ve Muaflığın Kaybı
Madde 37- (Değişik
19.3.1982 T. ve 8/4475 K.) Bakanlar Kurulunca, gelirlerinin en az yüzde
seksenini, nevi itibariyle genel, özel ve katma bütçeli idareler bütçeleri
içinde yer alan bir hizmetin veya hizmetlerin yerine getirilmesini istihdaf
etmek üzere tahsisan kurulacağı kabul edilen vakıflara, bunlara
tahsis edilen miktar için vergi muaflığı tanınabilir.
Vakıf idare uzvu elde ettiği gelirlerini yönetim ve idame
masraflarına, ihtiyata veya vakıf mal varlığını
artıracak yatırımlara sarf veya tahsisi de mezundur. Ancak, bu
harcamalar Vakıf gelirinin üçte birini geçemez.
Bu hizmetlere tahsis edilen gelirlerin tamamının
yılı içinde sarfı zorunlu değildir.
Bağışlar dışında yıllık geliri 3
milyon lirayı bulmayan ve mal varlığı 30 milyon liradan az
olan vakıflara, vergi muaflığı tanınmaz. Bu miktarlar
Bakanlar Kurulunca artırılabilir.
Vakfeden, kuracağı vakfın vergi
muaflığından yararlanmasını isterse, vakıf
senedinin bir taslağını dilekçesine ekleyerek Maliye
Bakanlığına başvurur. Maliye Bakanlığı,
gerekli görürse ilgili Bakanlıkların da düşüncelerini alarak,
vergi muaflığı tanınması isteğine dair
görüşü ile birlikte vakıf senedi taslağını, Bakanlar
Kurulundan karar almak üzere Başbakanlığa gönderir. Vergi muaflığı
tanınırsa, Maliye Bakanlığı, taslağın bir
suretini, bütün sayfalarını onayarak vakfedene verir. Vakıf
senedi bu taslağa uygun olarak yapılırsa, Vakıf, kuruluş
işlemlerinden başlayarak vergi muaflığından
yararlanır.
Yukarıdaki fıkra hükümlerine göre tanınan vergi
muaflığı, kuruluş işlemlerinin altı ay içinde
tamamlanmaması halinde kendiliğinden kalkar.
Vasiyet yolu ile kurulan vakıflarda, vasiyetnameyi açan sulh
hakimi, vakfın vergi muaflığından yararlanabileceği
kanısına varırsa, vakıf senedinin bir örneği ile
Maliye Bakanlığına başvurulabileceği gibi, vakfın
yöneticileri de aynı yola başvurabilirler.
Vakfın kurulmasından sonra da vergi
muaflığından yararlanmak için başvurulabilir.
Bakanlar Kurulunca, 903 sayılı Kanunun 4 ncü ve bu maddenin 1.
fıkrası uyarınca vergi muaflığı
tanınmış vakıfların gelirlerinin yukarıda sözü
edilen hükümlere uygun olarak sarf ve tahsis edilmediği Maliye
Bakanlığı vergi inceleme elamanlarınca re sen veya
Vakıflar Genel Müdürlüğünün duyurusu üzerine yapılan vergi
incelemeleriyle tespit edilirse, vakıf yönetiminden görüşü istenir.
Bu görüşler yeterli bulunmazsa, durumun düzeltilmesi istenir. Vakıf
yönetimi önerilen düzeltmeleri yapmaz ve gelecek yılda da aynı
hataları tekrarlarsa, Maliye Bakanlığı, Vakıflar Genel
Müdürlüğünün görüşünü de alarak Bakanlar Kurulundan vergi
muaflığının kaldırılmasını isteyebilir.
Muaflığın kaldırılmasına dair kararlar
yayımı gününde yürürlüğe girer.
EK MADDE 1- (EK-19.3.1982 T. ve 8/4475 K.) Türk Medeni Kanununu
değiştiren 903 sayılı Kanuna göre kurulmuş olsun
olmasın bütün vakıflar, Bankalara yatıracakları
paraları Devlet Bankalarına veya Vakıflar Bankasına
yatırırlar.
(19.3.1982 tarih ve 8/4475 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararıyla eklenen madde 21.7.1989 tarih ve 89/14322 sayılı
Bakanlar Kurulu Kararıyla değiştirilmiştir.)
EK MADDE 2- (EK-19.3.1982-8/4475 K; Değişik
21.7.1989-89/14322K.) Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre kurulan
vakıfların yöneticilerinin T.C. uyruğunda olmaları
esastır. Ancak, vakfa ait eğitim, bilim, sanat, tıp ve
sağlık kuruluşlarının yönetim organlarında salt
çoğunluk oluşturmamak şartıyla yabancı
uyrukluların da görev almalarına ve vakıfların veya
kuruluşların yurt dışında benzer amaçlı vakıf
veya kurumlarla işbirliği yapmalarına Bakanlar Kurulunca izin
verilebilir.
EK MADDE 3- (EK-19.3.1982-8/4475 K; Değişik 13.8.1991-91/2159
K.)
Vakıfların, yurt içinde şube, temsilcilik, irtibat bürosu veya
benzeri birim açmak için Vakıflar Genel Müdürlüğünden, yurt
dışında şube, temsilcilik, irtibat bürosu veya benzeri
birim açmak için ise Vakıflar Genel Müdürlüğünün uygun görüşü ve
Dışişleri Bakanlığının önerisi üzerine
Başbakanlıktan izin almaları gereklidir. Şubelerin,
temsilciliklerin, irtibat bürolarının veya birimlerin
açılmasında, kapanmasında ve çalışmasında göz
önünde bulundurulacak esaslar, Vakıflar Genel Müdürlüğünce
çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.
EK MADDE 4- (EK-19.3.1982 T. ve 8/4475 K.) Bakanlar Kurulunca vergi
muafiyeti tanınmış vakıfların, kurumlar vergisi
muafiyetinden yararlanabilmeleri için senetlerinde aşağıdaki hükmün
yer alması gerekir.
Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıflar
Hakkındaki Tüzük ün 37 nci maddesinde sınırlanan yönetim, idare
masrafları ile vakıf gelirini artıracak yatırımlara
ayrılacak miktarlar dışında kalan vakıf gelirlerinin
tümü vakfın amaçlarına tahsis veya sarf edilir.
GEÇİCİ MADDE 1- Bu tüzüğün yürürlüğe girmesinden önce
kurulan vakıflara ait olup, 903 sayılı kanunun geçici maddesi
gereğince merkezi sicile kaydı için Vakıflar Genel
Müdürlüğüne devredilen mahkemeler nezdindeki kayıt, defter ve
evrakın merkezi sicil kaydı bu tüzük hükümlerine tabidir.
GEÇİCİ MADDE 2- 903 sayılı kanunun yürürlüğe
girmesinden önce ve Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra
kurulmuş olan istihdam edilenlere ve işçilere yardım
vakıflarının vakıf senetlerinde bu tüzüğe
aykırı hükümler varsa tüzüğün yürürlüğe girmesinden
itibaren altı ay içinde bunların bu tüzük hükümlerindeki esaslar
dairesinde değiştirilmesi zorunludur.
GEÇİCİ MADDE 3- Vakıfların idare uzuvları, 1970
yılına ait teftiş ve denetleme masraflarına katılma
paylarını, bu tüzüğün yürürlüğe girmesinde itibaren üç ay
içinde Vakıflar Genel Müdürlüğüne ödemek zorundadırlar.
GEÇİCİ MADDE 4- (EK-19.3.1982 T. ve 8/4475 K.) Vakıflar,
durumlarını 31.12.1982 gününe kadar ek 1 nci madde hükmüne uydururlar.
GEÇİCİ MADDE 5- (EK-19.3.1982 T. ve 8/4475 K.) Halen
Uluslararası kurumlarla işbirliği yapmakta olan
vakıfların Bakanlar Kurulundan izin almak üzere, tüzüğün
yayım tarihinden itibaren altı ay içinde Dışişleri
Bakanlığına başvurmaları gerekir.
GEÇİCİ MADDE 6- (EK-19.3.1982 T. ve 8/4475 K.) Halen vergi
muaflığından yararlanmakta olan vakıflar, ek 4 ncü maddede
yer alan hükme göre senetlerinde tüzüğün yayım tarihinden itibaren
altı ay içinde gerekli değişikliği yaparak notere
onaylattırır ve mahkemeye başvururlar. Bu
değişikliği yapmayan vakıflar vergi
muaflığından yararlanamazlar.
Yürürlük
Madde 38- Türk Medeni
Kanununun 13.7.1967 tarihli ve 903 sayılı kanunla
değiştirilen 74, 78 ve 79 ncu maddeleri ile 903 sayılı
kanunun 6 ncı maddesine dayanılarak hazırlanan ve
Danıştayca incelenmiş bulunan bu tüzük hükümleri Resmi Gazete
ile yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 39- Bu tüzük hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.